Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi
Mail: bilgi@ibrahimcanter.com
Logo

Adres

Bağdat Cd. No:144 D:5 Çınar Apt. 34724 Feneryolu, Kadıköy, İstanbul

Telefon Numaralarımız

+90 532 342 00 31

+90 216 599 09 88

bilgi@ibrahimcanter.com

bilgi@ibrahimcanter.com

bilgi@ibrahimcanter.com

Yüz Felci Tedavisi

Yüz siniri yüze ifade kazandıran mimik kaslarının hareketinden sorumlu olduğu gibi aynı zamanda gözümüzü açıp kapadığımız, yeme konuşma ve yutma fonksiyonlarına yardımcı olan kasların da hareketlerinden sorumludur. Yüz kaslarının doğru çalışması gözlerin korunması, ağız kapanışı, burun hava yolunun açık tutulması, anlaşılabilir konuşma için ciddi önem taşır. Eğer beyindeki veya yüz sinirindeki bazı hastalıklar bu iletiyi engellerse yüz felci (fasiyal paralizi) oluşur ve yüz hareketleri kısmen ya da tamamen ortadan kaybolur. Yüz kaslarının felci tüm bu fonksiyonları tamamen veya kısmen bozar ve hasta için birçok sorunlara yol açar.

Beyin ile beyin sapı arasında yüz sinirini oluşturacak lifler karışık bir şekilde gelir. Bu bölüm daha çok Nöroloji ile ilgilidir. Beyin sapından sonra yüz siniri kıvrımlı bir yol izler. İç kulak yolundan geçerek, orta kulağında çevresini dolaşarak kafa tabanındaki kanalından çıkar. Daha sonra kulak memesi hizasında derin yumuşak doku planına çıkar. Parotis tükrük bezinin yüzeyel ve derin kısımların arasından geçer ve bezin ön kısmından sonra yüz adalelerine doğru uzanırken oldukça yüzeyelleşir. Hemen kulak önünde yer alan Parotis tükrük bezinin içinde sinir iki ana dala ayrılır. Bu dallar daha sonra bir çok alt dala ayrılır. Fasiyal sinirin klasik olarak 5 (fronto-temporal, zigomatik, bukkal, marjinal mandibular, servikal) ayrı dalı ve bu ve dalların arasında çoğu sayıda bağlantılar mevcut olduğunu gösterilmiştir.

 

Sinirin Temporal dalı 3-4 ayrı dal’dan oluşmaktadır ve elmacık kemiğin üzerinden dış orbita kenarın 3’cm lateralinden temporofrontal bölgeye doğru ilerler. Bu bölgede sinir yüzeyel bir planda hemen cilt altında bulunmaktadır. Sinirin üst 2 dalı frontal kası ve 1-2 alt dalı orbikularis okuli kasını uyarır.

 

Zigomatiko-bukkal kısım 5-8 dal`dan oluşmaktadır. Bu dalların arasında çoğu sayıda bağlantılar mevcuttur. Dallar dudak elevator kasları ve buksinator, orbikularis oris ve orbikularis okuli’nin alt kısmını uyarır.

 

Marjinal mandibular sinir fasiyal sinirden ayrıldıktan sonra mental çıkıntı ve ramusun arasındaki mesafenin ortasından yukarıya doğru seyreder ve fasiyal arter ve ven üzerinden geçer.

 

Servikal dal tek bir dal`dan oluşmaktadır ve angulusun altında doğrudan aşağıya inip platisma kasının üst kısmını uyarır.

 

Ayrıca gözyaşı bezinin salgısını, çene altındaki tükrük bezlerinin salgısını ve dilin tat hücrelerinin görev yapmasını da yüz sinirinin dalları sağlar.

 

Yüz felci doğumsal (konjenital) ve edinsel olarak iki ana gruba ayrılır. Bu grupları tek taraflı ve çift taraflı olmak üzere iki alt guruba ayırmak mümkündür.

 

Doğumsal yüz felci sadece fasiyal sinir ve dal verdiği kas gurubunun tutulumu, ya da bir sendromun bir kısmı olarak ortaya çıkabilir. Doğumsal sırf fasiyal sinir felci üç farklı şekilde görülebilir: Tüm yüzü tutan (Panfasiyal) yüz felci, fasiyal sinirin tüm dallarının tutulumu (en sık görülen); sadece alt çene dalının (mandibular dalın) tutulumu (ikinci sıklıkta görülen) veya sadece dudak dalının (bukkal dalın) tutulumu.

 

Sendromik fasiyal sinir felcinde yüz felci diğer anomaliler ile birlikte görülür. En sık görülen tek taraflı sendromik yüz felci “Hemifasiyal mikrozomi” dir. En sık görülen çift taraflı türü ise “Mobius” sendromu dur. Bu sendromda yüz felcine özellikle el ve ayakların anomalisi eşlik eder (Talipes equinovarus, Poland sendromu). Mobius sendromunda sinir tutulumu ağırdır, fakat yüzün alt kısmında (mandibular ve servikal dalın bölgesinde) kasların fonksiyonu kısmen korunmuştur.

 

Edinsel yani sonradan kazanılmış yüz felci tek taraflı veya çift taraflı olabilir. Felç, kafa içi veya ekstrakraniyal sinir hasarı veya kas hasarından dolayı olabilir. Erişkinlerde travma en sık görülen nedenlerdendir. Bunlar arasında kesici delici aletle darp edilmesi, trafik kazası yaralanması, yüksekten düşme en sık rastlanan travmalardır. Çift taraflı edinsel yüz felci genellikle kafa tabanı kırıklarını takiben, beyin sapını tutan lezyonlar ve kafa içinde gerçekleştirilen cerrahi nedeni ile meydana gelir.

Yüz felci beyinle beyin sapı arasındaki veya beyin sapından yüz kaslarına kadar olan bölümdeki birçok hastalığa bağlı olarak gelişebilir. Beyin-beyin sapı arasındaki yüz felci nedenleri genellikle beyin kanamasına bağlıdır ve nöroloji bölümünde incelenirler. Bu nedenlerle oluşan yüz felcine merkezi yüz felci denir. Beyin sapından sonraki yüz siniri hastalıklarında oluşan yüz felcine ise periferik yüz felci denir. Periferik yüz felci yapabilecek bir çok sebep vardır:

 

  • Bell Paralizisi: En sık görülen yüz felci nedenidir. Nedeni aslında kesin değildir. Yüz sinirinin iç kulak çevresindeki bir bölümünde iltihap oluştuğu düşünülmektedir. Soğuk ve rüzgara maruz kalmanın etkili olduğu bilinmektedir. Sinirin fonksiyonunun kaybolması dışında bir bulgu yoktur. Başka nörolojik bulgu olmamasıyla teşhis konur. Genellikle tam olarak iyileşir.
  • Ramsay-Hunt Sendromu : Virüslerin neden olduğu bir hastalıktır. Bell paralizisindeki bulgulara ilave olarak ağrı ve dış kulak yolunda bazı lezyonlar vardır. Tam iyileşme oranı Bell paralizisine göre biraz daha azdır.
  • Orta Kulak İltihapları : Çocuklarda akut orta kulak iltihabı, büyüklerde de kronik orta kulak iltihabı çevresindeki kemiği eriterek ya da mevcut açıklıklardan ulaşarak yüz sinirine ulaşabilir ve yüz felci yapabilir.
  • Sistemik Hastalıklar: Şeker hastalığı, hipertansiyon, nörit (sinir iltihabı), vitamin eksikliği gibi vücudun diğer bölgelerini de ilgilendiren hastalıklar.
  • Tümöral Hastalıklar : Yüz sinirinin kendisinde veya yolu boyunca geçtiği bölgelerdeki tümörler de yüz felci yapabilirler. Bu sinirler iyi ya da kötü huylu olabilirler. Yüz siniri, kaslara gitmeden önce kulak önündeki tükrük bezinin içinden de geçtiği için, bu tükrük bezi tümörleri de yüz felci yapabilir.
  • Travmalar: Kulak çevresine veya yüze gelen travmalar (darbeler, kesiler gibi) yüz sinirini hasara uğratarak yüz felci yapabilirler.
  • Ameliyatlar : Kafa içinde, kulakta veya tükrük bezinde başka sebeplerle yapılan ameliyatlar sırasında yüz siniri yaralanabilir.

Yüz sinirinin çalışmamasının en belirgin bulgusu yüz hareketlerinin azalması veya kaybolmasıdır. Kaş kaldırma, göz kapama, diş gösterme, gülme, yanak şişirme gibi hareketler bozulur. Bunun dışında gözyaşı azalması, tükrük salgısının azalması, tat duyusunun bozulması, gürültüye duyarlılık artışı gibi bulgularda bulunabilir. Yüz felcini yapan asıl sebebe göre ilave bulgular görülebilir.

Ayrıntılı öykü alınması ve dikkatli muayene felcin tipi ve etkilenen kasları ortaya çıkarır. Öyküde özellikle göz ile ilgili şikayetlerin açığa konması gerekmektedir. Göz kuruluğu, aşırı gözyaşı, açık havada aşırı rahatsızlık, suni gözyaşı kullanımı sorulması önemli konulardır. Hastanın hikayesinde belirtilerin zamanla geçmesi veya değişmemesi önemlidir. Hasta ayrıca konuşma, ağız kapanışın yeterliliği, burun hava yolunun açıklığı açısından değerlendirilir. Hastanın psikososyal durumu tedavi planlama açısından çok önemlidir.

 

Değerlendirme kaslardan başlar. Kasların istirahat halindeki yeri, simetrisi ve hareketleri gözden geçirilmeli. Üst görme alanı ptotik kaslardan dolayı kısıtlanmış olabilir. En sık yüz felci nedeni olan Bell paralizisinde başka bulgu yoktur.

 

Gözlerin çok dikkatli muayenesi gerekir. Görme keskinliği, lagoftalmus, göz kapakların açıklık mesafesi, “Bell” refleksin varlığı belirlenmelidir. Alt göz kapağın gevşekliği “snap” test ile değerlendirilir; alt göz kapağı globdan uzaklaştırılıp bırakıldığı zaman belirgin bir ses ile globun üzerine geri yapışır, felç olan göz kapağında bu ses duyulmaz.

 

Burun hava yolları şiddetli inspirasiyon ile değerlendirilir; burun kanadın kollabe olası felç tarafta görülür. Ayrıca burun boşlukların muayenesi önemlidir.

 

Ağız ve dudakların muayenesinde yumuşak dokuların durumu ve ağız kapanışı ve konuşma durumu gözden geçirilmeli. Ağız köşesi, nazolabial oluk, filtrum, istirahat ve aktif hareketlerde değerlendirilip kayıt edilmesi gerekir.

 

Bazı hastalarda iki veya daha fazla grup kas istem dışı olarak beraber çalışıyor (sinkinezi) olabilir.

Özellikle cerrahi planlanan hastaların elektrofizyolojik testler adı verilen ve sinir ileti hızını yada sinirin hastalanma yüzdesini göstermeye yarayan testler ile ameliyat öncesi değerlendirilmesi gerekir.

 

Ayrıca kafa içinde veya tükrük bezi tümörlerinden şüpheleniliyorsa bilgisayarlı tomografi veya manyetik resonans görüntülemeden, kulak ile ilgili bir sorun düşünülüyor ise işitme testlerinden, göz yaşı bezlerinin etkilendiği düşünülüyor ise gözyaşı miktarının test edilmesinden hasta fayda görecektir.

Tedavi planlamasında hastanın beklentileri göz önünde buldurmalıdır. Bazı hastalar için istirahat halindeki simetri fonksiyondan daha önemlidir. Yaşlılar için kaş düşüklüğü, yüzün yumuşak dokularının sarkması ve ektropiyon görünümden daha önemlidir.

Gözler için tedavide amaç önem sırasıyla gözlerin korunabilmesi, göz kapakların normale yakın fonksiyonunu sağlamak ve simetridir.

Ağız için bu amaçlar istirahat halinde simetri, ağız kapanışın yeterliliği, konuşmada düzelme, simetrik gülümsemedir.

Hasta ile tedavi planını konuşurken hedeflenen ideal sonuçların tamamen elde edilmesinin mümkün olmadığı ve %100 simetri ve fonksiyonun sağlanmasının imkansız olduğu mutlaka anlatılmalıdır.

Bu tür tedaviler özellikle gözleri koruma amacı ile uygulanır. Konservatif tedavi cerrahisini beklerken veya sinir hasarı sonrası iyileşme gösteren hastalarda uygulanır. Suni gözyaşları ve gece için daha uzun etkili göz pomatları ve jel seklindeki ilaçlar, göz kapakların uyurken bantlanması, nemli tutan kapakçıklar, kornea`nın kurumasını engellemek için kullanılır. Bazı durumlarda göz kapakları geçici olarak dikiş ile birleştirilir (Tarsorafi) .

Yüz felci olan hastalarda yüz kasların elektromiyografi ile çalıştırması kasların atrofisini engeller. Uzman terapist gözetimi altında nöromüsküler egzersizler kısmen çalışan kasların güçlenmesini ve daha iyi fonksiyona sahip olmalarını sağlar.

Cerrahi yöntemin seçiminde hastanın yaşı, felcin süresi, yüzün kasları ve yumuşak dokuların durumu, mevcut kas veya sinir alıancak alanların varlığı dikkate alınması gereken noktalardır.

Kaş düşüklüğünün düzeltilmesi için üç temel yöntem mevcuttur; alın bölgesinden doku çıkartılarak ile kaş kaldırma, açık yöntem ile kaş kaldırma (statik askı), endoskopik kaş kaldırma.

Üst göz kapağın kapatılması için tercih edilen yöntemler; altın implant, yay, temporal kas-fasiya transplantasiyonu, tarsorafi dir.

Altın implant yerleştirilmesi hem etkili hem basit bir yöntemdir. Ayrıca üst ve alt göz kapağına magnet veya silikon bant yerleştirme gibi bazı diğer yöntemler de kullanılabilir. Temporal kas transplantasyonunda temporal kasın ve derin fasiyasından ince bir strip kaldırılıp cilt altı plandan üst göz kapağın hizasına getirilir ve fasya iç kantusa dikilir. Kasın kasılması ile üst göz kapağı kapanır. Tarsorafi eski zamanlarda standart kullanılan yöntem olmasına rağmen son zamanlarda ciddi kornea açıklığı, hasar görmüş kornea veya diğer yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlar dışında pek tercih edilmez.

Burada seçilen yöntemler; statik tendon askısı, lateral kantoplasti, kapak küçültme, temporal kas transplantasyonu, kıkırdak grefti dir.

Yüz felci olan hastaların birçoğu istirahat halindeki asimetrini veya gülümseme sırasında oluşan aşırı farkın düzeltilmesi için tedavi arayışı içindedir. Bunun yanı sıra hasta yanak kasların felci ile ağız kapanışında bozukluk, yanağın sürekli ısırılması, yemeklerin felç tarafta birikmesi gibi birçok sorun ile mücadele vermek zorundadır. Hem cerrah hem de hasta beklentilerini net bir şekilde belirlemeleri gerekir. Sadece simetri peşinde olan hasta için statik askılar veya yumuşak dokuya yönelik basit girişimler yeterli olabilir. Yüz mimiklerini mümkün olduğu kadar geri getirmesini isteyen bir hasta için daha detaylı girişimler gerekmektedir. İstemli ve istem dışı hareketleri ve istirahat ve hareket halinde simetrini sağlamak için tek mevcut olan cerrahi tekniği serbest fonksiyonel kas nakli ve sinir greftidir. Yüz kasların sayısının fazla olması ve bu kasların mimikler sırasında kompleks bir fonksiyona sahip oldukları için hiç bir cerrahi girişim bu fonksiyonları tamamen geri getiremez.

Serbest kas transferinde birçok kas kullanılabilir. Ayrıca sinir onarımı için kullanılabilen sinirler de duruma göre değişebilir. Birçok yöntemde aynı taraf veya karşı tarafın fasiyal sinir dallarını uçları kullanılır. Fakat “Mobius” sendoromu gibi fasiyal sinirin çift taraflı fonksiyon kayıplarında başka kraniyal sinirler (5.kraniyal sinir) kullanılabilir. Bunun gibi durumlarda kası çalıştırmak için hasta normal mimiğin dışında hareketler yapmaya alışması gerekir (gülümsemek için dişlerini sıkmak gibi v.s.) .

Serbest kas naklinde kullanılabilen kaslar yüz şekli ve istenen hareketlere göre değişir. Günümüzde grasilis, pektoralis minor, rektus abdominis, latissimus dorsi, serratus anterior, rektus femoris, abductor hallusis, ekstensor karpi radialis brevis adaleleri, bu amaç için kullanılmaktadır.

Mikrovasküler kas transferinde sinir onarımı için tercih edilen teknikler tek aşamalı onarım veya iki aşamada yapılan sinir rekonstrüksiyonudur. Tek aşamalı yöntemde aynı tarafın uygun sinir uçları veya sağlam taraftan seçilen sinir uçları onarım için kullanılır. İlk aşamada sinir grefti sağlam tarafın gülümseme ve mimikte etkisi olan sinir uçlarından seçilen sinir ucuna sütüre edilir. Sinir greftin diğer uzak ucu (distal ucu) uygun planda diseksiyon yapılarak karşı taraf ulaştırılır ve üst bukkal oluk seviyesinde saklanır. İkinci aşamada yaklaşık 6 ay sonra fonksiyonel serbest kas nakli yapılıp kasın siniri daha önceden konulmuş sinir greftin ucuna sütüre edilir.

Serbest kas nakli için uygun olmayan hastalarda yakın bölgedeki kas transferi uygulanabilir.

Statik askı sadece istirahat halinde simetri sağlamak için uygulanır. Bu yöntemde fasya, tendon veya sentetik maddeler kullanılabilir. Sentetik maddelerle statik askı yapmak alerjik reaksiyon olasılığı nedeni ile pek tercih edilmez. Son yıllarda kullanılamaya başlanan “happylift” veya countour thread” isimli askılar bu amaçla kullanılmaktadır ancak geç sonuçları hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Tendon askısı için palmaris longus, plantaris, ekstensor dijitorum longus tendonları kullanılabilir.

Marjinal mandibular sinir tutulumunda alt dudak şekil bozuklukları belirgindir. Bu durumda en rahatsız edici sorun ağız köşesini indirememe, dışa kaymış ve dışa dönmüş olmuş alt dudaktır. Bu durum özellikle konuşurken veya gülerken göze çarpar. Düzeltmek için hypoglossal sinir transplantasyonu, yumuşak doku rezeksiyonu gibi yöntemler uygulanabilir.

Yüz kaslarına fizik tedavi yöntemlerinin uygulanması yüz sinirine yeniden fonksiyon kazandıran yöntemler değildir. Ancak özellikle uzun süren yüz felçlerinde yüz kasları hareketsizlikten güçsüzleşirler ve daha sonra yüz siniri çalışsa bile yüzde asimetri ve güç kaybı olabilir. Bu nedenle hastanın kendi kendine uygulayabileceği masaj ve sakız çiğneme dışında fizik tedavi uygulanması önerilmektedir.